Fazıl Say'ın Yeni Albümü ''Say Plays Say'' Çıktı
Fazıl Say’ın 'bir piyanistin piyano müziği' olarak tanımladığı ‘Say Plays Say’ Ada Müzik'ten çıktı.
Say Plays Say, sanatçının dünyanın bir çok
farklı coğrafyasında dünya prömiyerlerini gerçekleştirdiği eserlerin yer aldığı
bir albüm.
Dünyaca ünlü piyanistin kendi eserlerinden
oluşan solo albümü ‘Say Plays Say’ sonbaharın en özel çalışmalarından biri, albümün
diğer özelliği ise piyanistin yıllar boyunca hazırlıklarını sürdürdüğü ve
besteciliğinin ilk ürünü olan eserlerinin de albümde yer alması.
Fazıl Say’ın konserlerinde seslendirdiği
‘SES’, ‘Kumru’, ‘Kara Toprak’ (Black Earth), “Nâzım” ve “Sevenlere Dair”
eserlerinin yanı sıra, ‘Paganini Jazz’, ‘Alla Turca Jazz’, ‘Bodrum’ gibi caz
yorumlarını, İsmail Dede Efendi’nin “Yine Bir Gülnihal” adlı eserine gönderme yaptığı ‘Yeni Bir Gülnihal’i, ilk bestesi ‘Nasreddin Hoca'nın Dansları’
ve onun devamı olan ‘Fantezi’ parçalarını barındırıyor. Albümde ayrıca
Bayreuth’da Wagner festivalinde dünya prömiyeri gerçekleşen ‘Nietzche und
Wagner’ de yer alıyor.
Fazıl Say’ın albüm hakkındaki ifadesi ise
şöyle;
“Hayatım boyunca verdiğim konserlerde
seslendirdiğim, bu CD’de dinleyeceğiniz piyano eserlerim, tam anlamıyla bir
“piyanistin piyano müziği”dir. Bu müziklerde yoğun bir şekilde Türkiye ve
Anadolu esintisi de duyacaksınız. Gençlik yıllarımda ünlü klasik eserlerin caz
çeşitlemelerini yapmayı da çok severdim, onlardan da bir demet ekledik bu
çalışmaya. Yıllar içinde kimi zaman “bis parçası” kimi zaman “konulu eser” kimi
zaman da “uyarlama” olarak bu parçaları konserlerimde hep çaldım. Bu
bestelerimin çoğu, zaten beni tanıyan müzikseverler tarafından bilinir.
Tarkovski’nin çok sevdiğim bir sözü vardır:
“Dünya mükemmel olmadığı için sanat vardır,” der. Bir hayatı müzikle anlatmaya
çalışmanın bazı naçizane örnekleri işte burada; bilinen ve bilinmeyen bu
eserlerimi ilk kez bir albümde toparlayıp derlemeyi düşündüm. Beğeneceğinizi
umuyorum.”
SES
2012 yılında bestelediğim “SES” üç soprano, piyano ve vurmasazlar için olan yarım saatlik bir sahne eseridir. Son bölümü Aziz Nesin’in dokunaklı “Sivas Acısı” şiirinin bestesidir. İşte o şarkımın solo piyano versiyonu, bu dinleyeceğiniz parça oldu.
Kumru
“Kumru”, ezgisi aklımda yıllarca dolanan
“ümitler taşıyan” bir melodiydi; 2000 yılında bu besteyi kızım Kumru’nun
doğumuyla yaşadığım mutlulukla şekillendirip kızıma ithaf etmiştim. Bu
parça daha sonra pek çok oda müziği topluluğu, gitarcılar, blok flütçüler
tarafından yeniden aranje edildi. Say Plays Say’da yer alan çalış parçanın
orijinal halidir ve 2012 yılında İzmir AASSM’de kaydedilmiştir.
Kara Toprak (Black Earth)
“Kara Toprak”ı bestelediğim 1997 yılından
beri bu parçamı binlerce kere seslendirmişimdir. Bu parça müzisyenler arasında
“piyanonun Türkçe hali” diye anılır. Aradan yıllar geçti, bu eser pek çok
uluslararası piyanistin repertuvarına girdi. “Kara Toprak”ın duyar duymaz
tanıyacağınız tınısı -sol el ile piyanonun tellerine bastırıp kaydırarak, Türk
halk müziğindeki makamlardaki ara sesleri elde etme arzusu- yeni bir
denemeydi. Bu parçada Alevi halk ozanımız Aşık Veysel’in bir yalnızlık türküsü
olan “Sadık Yârim Kara Toprak” eserinden “esinlenme” vardır. Bu sefer bir
piyanistin, bir çağdaş sanatçının “Yalnızlık Türküsü” hissedilir. Bu yüzden bu
beste, Veysel’in müziğine çok uzak olsa da, DNA’larından akrabadır.
Dolayısıyla “Kara Toprak” adlı eserim, Anadolu toprağından bir dostluk fidanı
gibi çıkan Aşık Veysel’e ithaf edilmiştir. (Kara Toprak Opus 8 adlı eserin
Say Plays Say’da yer alan kaydı, İzmir AASSM’de 2012 yılında yapılmıştır.)
Nâzım
“Nâzım”, 2001 yılında bestelediğim “Nâzım
Oratoryosu” adlı sahne eserimden (Nâzım Oratoryosu, Bölüm 6, “Ben İçeri
Düştüğümden Beri”) piyanoya ballad olarak uyarladığım bir parçadır; tipik
bir Anadolu ezgisi gibidir. Eserin Say Plays Say’da yer alan hali, 2012 yılında
İzmir’de AASSM’de kaydedildi.
Sevenlere Dair
“Sevenlere Dair”, 2002 yılında piyano için
bestelediğim bir ballad; bu eser, “aşk”ı hem coşku hem hüzün ile anlatmak
istediğim bir parçadır. Hızlı ara bölümü, bir nevi aşıkların diyaloğu
gibidir. Hüseyni makamı, Anadolu halk müziğinde çok kullanılır. Bu parçanın
aynı zamanda bir “halk türküsü” gibi olmasını istemiştim.
Bodrum
2012 yılında bestelediğim viyolonsel ve
piyano için “4 Şehir” sonatında Türkiye’den dört ayrı şehri anlatmıştım:
Sivas, Hopa, Ankara ve Bodrum. İşte bu son parça olan “Bodrum” -solo piyanoya
da uyarladım- Türkiye’nin en meşhur tatil beldesi olan Bodrum’daki ünlü barlar
sokağında çok hızlı bir swing gezintisidir. Bodrum’da yaşamış ünlü sanatçı
Zeki Müren’in çok severek söylediği “Yıldızların Altında” ve Aşık Veysel’in
herkesin bildiği eseri “Uzun İnce Bir Yoldayım” bu swing temposunda, barlar
sokağında duyulur.
Paganini Jazz
Paganini’nin ünlü “24 Caprice” eserini üç
kere caza uyarladım. İlkinde 18 yaşımdaydım. İkincisinde 20 ve sonuncusunda
25 idim. Bu dinlediğiniz üçüncü versiyonudur. Paganini’nin bu teması ne kadar
çok besteciye ilham verdi. Bir yorumcu olarak bu tema üzerine yazılmış pek çok
başyapıtı, hem Brahms’ın piyanistik hem Lutoslavski’nin çağdaş hem de
Rachmaninov’un orkestralı “Paganini” teması çeşitlemelerini de çalmışlığım
vardır. Bu sefer de bu temayı caz dünyasına götürmeyi denedim.
Alla Turca Jazz
Bu parçayı bestelediğim 1993 yılından beri
pek çok defa seslendirdim, pek çok yorumcu ve grup da bu eseri çalarlar.
Özellikle Mozart’ın ünlü “Türk Marşı” Sonatı'nı çaldığım konserlerde tatlı
bir müzikal gönderme olarak çok seslendirmiştim. Müzik ile bazen hazin
durumları, dramları anlatırız, bazen nostaljik anılara döneriz ve bazen de
müzik ile “gülümsemek” isteriz.
Yeni Bir Gülnihal
19. yüzyılda yaşamış değerli besteci
İsmail Dede Efendi’nin “Yine Bir Gülnihal” adlı şarkısı, Türk Sanat
Musikisi’nin (Osmanlı Saray Müziği’nin) en bilinen, en sevilen örneklerinden
biridir ve nice müzisyene ilham kaynağı olmuştur. 1997 yılında İstanbul’da
hayatımda ilk kez “sadece caz” çaldığım bir konser vermiştim. “Kara Toprak”ı
ilk kez bu konserde seslendirmiştim. Dede Efendi’nin “Yine bir Gülnihal”ine -piyanodaki
caz kültürünün tüm öğelerini dâhil ederek- “Yeni bir Gülnihal” adı altında
gönderme yaptığım caz çeşitlemelerini de ilk kez o konserimde çalmıştım.
1998 yılında, Fransa’da BACH CD’si kaydındayken, bir akşam, kendim ve
masalarının başındaki tonmeister dostlarım için bu eseri tek bir kere çalıp
kaydetmiştim. İşte o, yıllarca unutulan arşiv kaydımı (tek bir kere “one
take” çalındığı için bazı ufak tefek hatalar olsa da) güzel bir enerji, güzel
bir anı olarak düşündüğüm için şimdi yayınlıyoruz.
Nasreddin Hoca’nın Dansları
1990 yılında bestelediğim bu piyano eseri,
benim “Opus 1” adını verdiğim ve kendimi artık eserlerine opus vermeye
başlayan bir besteci olarak ifade edebildiğime inandığım çalışmamdı.
Nasreddin Hoca bir nevi “Türklerin Don Kişot”u gibi bir halk kahramanıdır. Bu
eserin tamamı aksak tartılar (“irreguler” ritm ölçüleri) üzerine kurulu,
virtüözite gerektiren, konserlerde çalması her zaman coşkulu olan kısa piyano
parçalarıdır. Bölüm başlıkları bu eski Türk ritimlerinin orijinal adlarıdır:
“DEVR-i TURAN” 7/8’lik ölçü (2+2+3), “DEVR-İ HİNDİ” 7/8’lik ölçü (3+2+2),
“BEKTAŞİ RAKSANI” 15/8’lik ölçü (3+2+3..2+2+3) ve Final “ŞARKI DEVRİ REVANI
VELVELESİ” (Çeşitlemeleri) 13/8’lik ölçü (3+2+2+2+2+2) (Kayıt, Berlin SFB,
1993)
Fantezi Parçaları
“Fantezi Parçaları” 1993 yılında
bestelediğim dört piyano parçasıdır. Bir nevi “Nasreddin Hoca’nın Dansları”
adlı bestemin devamı gibidir bu dört parça. 1. Bölüm “Vision,” 2. Bölüm “Elegy
of Old İstanbul,” (içinden değişik bir renk ile Katibim türküsü geçer), 3.
Bölüm “Derwish in Manhattan” (bir “avangarde” caz denemesidir) ve 4. Bölüm
“Gipsy Girl” (bir oryantal minimalizm denemesidir) olarak adlandırılmıştır.
Kayıt, 1993 yılında Berlin SFB’de yapılmıştı.
Nietzsche und Wagner
Deli-dahi besteci Wagner ve yine deli-dahi
filozof Nietzsche, insanlık tarihinde ne kadar önemliler. Ne kadar çok şey
kazandırdılar, kültüre ve varoluşa. Onların dostluklarını, anlaştıkları veya
anlaşamadıkları konuları ve kendi karakterlerini göz önüne alarak iki portre
yaptım: Müzikal portre... Bu büyük sanatçılar ile ilgili tüm önyargıları bir
yana bırakarak öncelikle onların eserlerini bilmek hepimiz için büyük bir
katkıdır yaşamımızda. Bu eserimi ilk kez Wagner’in festivali olan Bayreuth’da
çaldım. Dramatik ve sert ilk bölüm Nietzsche’yi, melankolik ve yalnız ikinci
bölüm (Tristan&İsolde adlı operadan alıntılar ile) Wagner’i anlatır.
Say Plays Say itunes ‘ta yayına girdi. Yarından
itibaren ise tüm yasal dijital kanallarda yayında olacak. Albümde yer alan
Bodrum, Ses ve Kumru eserleri için birer video
hazırlandı. Videolar bugün 17:00 den itibaren 7 gün süreyle sadece NetD Müzikkanalında yayınlanıyor olacak. Ayrıca, Say
Plays Say’ın ilk konseri 10 Kasım'da 26. Yıl ENKA Kültür Sanat Buluşmaları
kapsamında İstanbul’da gerçekleşecek.
Say Plays Say
1 Ses, op.40b 2012
2 Kumru, op.12/2 2001
3 Kara Toprak (Black Earth), op.8 1997
4 Nâzım, op.12/1 2005
5 Sevenlere Dair, op.12/3 2002
6 Bodrum, op.41b 2012
7 Paganini Jazz, op.5c 1995
8 Alla Turca Jazz, op.5b 1993
9 Yeni Bir Gülnihal, op.5e 1998
Nasreddin Hoca'nın Dansları, op.1 1990
10 I. Devr-i Turan
11 II. Devr-i Hindî
12 III. Bektaşi Raksanı
13 IV. Şarkı Devri Revâni Velvelesi
Fantezi Parçaları, op.2 1993
14 I. Vision
15 II. Eski İstanbul'un Hüznü
16 III. Manhattan'da Bir Derviş
17 IV. Çingene Kızı
Nietzsche und Wagner, op.49 2013
18 I. Nietzsche
19 II. Wagner
Yorumlar
Yorum Gönder